Kur'an ve Sünnetten Önemli Duâ ve Zikirler

Kur'an ve Sünnetten Önemli Duâ ve Zikirler

 


Kur'an ve Sünnetten Önemli Duâ ve Zikirler
﴿جوامع الدعاء﴾
[تركيTürkçe-Turkish-]

    Halid el-Cureysi


Terceme eden : Muhammed Şahin

2009 - 1430
 


 
TAKDİM
Rahmetini isteyen kimseye kapısını açan, apaçık kitabında kendisine duâ edilmesini teşvik eden, her şeyin sâhibi, ibâdete lâyık yegâne ilâh olan,çok merhametli,çok seven ve sevilen Allah'a hamdolsun.Bana lütuf ve ihsânda bulunarak nimetlerini bağışladığın-dan dolayı O'na hamd ve şükrederim.
   Allah'tan başka hakkıyla ibâdet edilecek hiçbir ilâh olmadığına, O'nun bir olduğuna, ortağı ve yardıma ihtiyacı bulunmadığına şehâdet ederim.Yine Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-'in Allah'ın kulu, doğru sözlü ve güvenilir elçisi olduğuna şehâdet ederim.Allah'ın salât ve selâmı O'na, âline ashâbının üzerine olsun.
    Sâlih olarak bildiğimiz genç kardeşimiz Hâlid el-Cureysî'nin seçip derlediği ve "Kur'an ve Sünnetten Önemli Duâ ve Zikirler" adını verdiği bu kitapçığı okudum.     Hâlid kardeşimiz,araştırma,derleme ve telif sahalarında kendini adamıştır.Allah onu arzulayıp istediği şeylerde muvaffak etsin, ona yardımını esirgemesin ve ileride de yapacağı çalışmalarında muvaffak etsin.
  Hâlid kardeşimiz bu kitapçıkta âyet ve hadîslerden meydana gelen önemli duâları derlemiştir.Allah onu muvaffak etsin.Ayrıca bu duâlardan önce duâ edip de duâsının kabul olunmasını isteyen kimsenin yapması gereken bazı duâ âdâbını belirterek, duânın kabul olunduğu vakitlerle duânın kabul olunmasının sebeplerini yine bu kitapçıkta açıklamıştır.Allah,onu muvaffak etsin.Dînî ve dünyevî işlerinde ona yardım etsin.
   Allah,Peygamberimiz Muhammed'e, âline ve ashâbına salât ve selâm eylesin.


Abdullah b.Abdurrahman el-Cibrîn
1 Ramazan 1421

 

ÖNSÖZ
   Kendisine gereği gibi kulluk yapmalarına karşılık fazîletli kullarına iyilik ve ihsânda bulunan Allah'a hamdolsun.Onlar ki doğru-luktan ayrılmayarak Allah'a verdikleri sözde durmuşlar,duâyı yalnızca O'na has kılarak Allah'ı gereği gibi övmüşler, Allah da onlara nimet üstüne nimet bahşederek onları bed-bahtlık yurdu olan cehennemden kurtarmış ve nimetler yurdu olan geniş cennetlerine koymayı vâdetmiştir.Yine, her ânımda bize dost olarak yeten Allah'a şükrederim. Rabbini şirkten münezzeh kılarak şirki inkâr eden kimse gibi,Allah'tan başka hakkı ile ibâdet edilecek hiçbir ilâhın   olmadığına şehâdet ederim.O'nun birliğini itiraf ederek ikrâr ederim.Yine, Efendimiz Muhammed    -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna,en şerefli insan olduğuna şehâdet ederim.
   Allahım! Muhammed'e, âline, hanîflerin önderi   ashâbına,doğru sözlü ve ahde vefâ gösteren, halîfelerin efendisi olan râşid halîfelerine, onlara güzellikle uyan ve onları örnek alıp izinden gidenlere salât ve selâm eyle.
   Duâ, kıyâmet gününün en hayırlı azığı, iyilikte bulunan mü'minlerin en büyük dile-ği ve kıyâmet günü için arzulanan ibâdetin özü olunca, güç ve kuvveti Allah'tan alarak ve O'na tevekkül ederek, her vakitte yapıl-ması müstehap olan önemli duâları derle-meye karar verdim.Kur'an ve sünnetteki bütün duâları derlemeyi düşünmedim. Çünkü bunları bütün duâları hiç kimse der-leyip toparlayamaz, ayrıca gücü de yetmez. Dolayısıyla bu duâları okumak; okuyucu kardeşime  zor geliyorsa, ezberlemesi ve onunla duâ etmesi daha zor gelir.Bunun için ezberlenmesi kolay ve faydası büyük olan duâları seçip derlemekle yetindim.Bu konuda kitapçığın kolay olmasını, yolculuk ve mukimlik hallerinde herkesin okuyabil-mesini amaç edindim.Kitapçığa da "Kur'an ve Sünnetten Önemli Duâ ve Zikirler" adını verdim.
Bu kitapçık "Mü'minin Azığı Serisi"nin ikinci halkasını oluşturmaktadır.Allah bu çalışmayı faydalı kılsın.
   Kitapçık, önsözden sonra beş bölümden oluşmaktadır.Bu bölümler şunlardır:
Birincisi:Duânın hakkı ve fazîleti.
İkincisi:Duânın kabul olunmasının şartları ve duânın âdâbı.
Üçüncüsü:Duânın kabul olunduğu haller.
Dördüncüsü:Kur'an'dan seçilmiş duâlar.
Beşincisi:Pak ve sahîh sünnetten seçilmiş  duâlar.
  Kur'an'dan seçtiğim duâları,sûrelerin sıra-sına ve vârid oluşlarına göre düzenledim. Daha sonra sahîh sünnetten, hadîsçilerin imâmı olan Buhârî ve Müslim'in ittifak ettikleri bazı hadîsleri aldım.Bazen Buhârî veya Müslim'in birbirlerinden ayrı olarak rivâyet ettikleri hadîsleri aldım ve bunları tam olarak naklettim.Bu hadîslerin tahriç-lerini de kitapçığın sonunda zikrettim.Bu konuda okuyucunun ezberlemesi ve onunla duâ etmesini arzuladım.Bu çalışmamla da Allah Teâlâ'nın rızâsını ve pâk sünneti örnek almayı arzu ettim.
   Bu konuda, yazan, okuyan, ezberleyen veya bu duâlarla duâ edenin vesîlesiyle Allah'ın sevgisini kazanmayı ümit ettim. Şüphesiz ki Allah, bunu üzerine alan ve buna gücü yetendir.Güç ve kuvvet, ancak yüce ve azîm olan Allah'tandır.

 

Hâlid el-Cureysî
Riyad-S.Arabistan
1 Şaban 1421

 

 

 


BİRİNCİ BÖLÜM
Duânın hakkı ve fazîleti
Kıymetli okuyucu kardeş!
  Duâ,ibâdetin hakikatini içerir.Çünkü "duâ, kulun Allah'ın rahmetine muhtaç olduğunu göstermesidir".Bu konudaki dîni delîlleri araştıran kimsenin, bu delîllerin duânın hakkıyla fazîletinin anlaşılmasına çağırdığını görecektir.Hiç şüphesiz ki her hakkın bir hakikatı vardır.Aynı şekilde her fazîletin de ecrinin fazlalığı vardır.
   İşte kıymetli kardeşim!Sana duânın hak-larından bazılarını ve duânın fazîletini kısaca takdim ediyorum.
Duâ, ibâdetin tâ kendisidir:
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                                [سورة لقمان:30]  
"Bu, (kudretimin azametindendir.) Allah'ın (zâtı, sıfat ve fiillerinde) hakkın tâ kendisi ve O'ndan başkasına taptıkları şeylerin bâtıl olduğunu (bilmeniz ve ikrar etmeniz içindir).Şüphesiz ki Allah, (zâtıyla bütün yaratttıklarının üzerinde) yüce  ve (her şeyden) büyük olandır." (Lokman Sûresi:30)
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                                    [سورة لقمان :32]  
"(Müşrikler gemilere bindiklerinde) dalgalar onları dağlar (ve bulutlar) gibi çepeçevre sardığında, (boğulmaktan korktukları için) Allah'a sığınırlar ve duâyı O'na has kılarlar. Onları karaya ulaştırıp kurtardığında,onlar-dan bir kısmı,(Allah'a gereği gibi şükretme-yerek) orta yolu tutar.(Bir kısmı da Allah'ın nimetini inkâr eder.) Âyetlerimizi, (kudret ve birliğimize delâlet eden huccetlerimizi) ancak ahde vefâsızlık gösteren ve (Allah'ın nimetlerine nankörlük edenler) inkâr ederler." (Lokman Sûresi:32)
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                  [سورة السجدة:16]  
"Onlar Rablerine, (azabından) korkarak ve (sevabını) ümit ederek duâ ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah'ın yolunda) sarfederler." (Secde Sûresi:16)
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                               [سورة غافر :60]  
"-Ey insanlar!-Rabbiniz buyurdu ki: (yalnızca) bana duâ edin ki (duânızı) kabul edeyim.Bana ibâdet etmekten (yüz çevirip) büyüklük taslayanlar, cehenneme zelîl olarak gireceklerdir." (Ğâfir/ Mü'min Sûresi:60)
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                                   [سورة البقرة:186]
"-Ey Muhammed-Kullarım beni sana sorar-larsa, hiç şüphesiz ki benim (onlara) yakın olduğumu (söyle).Duâ ettiğinde duâ edenin duâsını kabul ederim.O halde onlar da (emirlerimi yerine getirmek ve yasaklarım-dan kaçınmak sûretiyle, bana itaat ederek) dâvetime uysunlar ve bana (gereği gibi) îmân etsinler.Umulur ki (yararlarına olan dînî ve dünyevî şeyleri elde etmek için) doğru yolu bulurlar." (Bakara Sûresi:186)
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                 
               
        [سورة نوح:10-12]  
"-Nûh-aleyhisselâm-: (Kavmime) dedim ki: Gelin Rabbinizden sizi bağışlamasını dileyin (ve küfrünüzden Allah'a tevbe edin).Çünkü O,(tevbe edip kendisine dönen kulunu) çok bağışlayıcıdır.(Eğer tevbe eder ve Allah'tan bağışlanmayı dilerseniz), Allah size gökten bol bol yağmur yağdırır, sizin mal ve evlât-larınızı çoğaltır, size (meyve ve güzelliğiyle nimetler içerisinde yaşayacağınız) bahçeler ve (ekinlerinizle hayvanlarınızı sulamanız için) nehirler ihsân eder." (Nûh Sûresi:10-12)
   Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmaktadır: "Duâ, ibâdetin tâ kendisidir." ( )
Duâ, âhirette peygamberlerin şefaatidir:
   Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- buyuruyor ki:"Her peygamberin yaptığı bir duâsı vardır.Allah dilerse, ben de bu duâmı kıyâmet günü ümmetime şefaat etmek için saklamak istiyorum." ( )

Duâ namazdır:
Allah-azze ve celle- buyuruyor ki:

                         [سورة الإسراء :110]
"Namazında (Kur'an okurken) sesini çok yükseltme (ki müşrikler seni işitmesin).Çok da alçaltma (ki ashâbın işitemez olmasın). İkisinin (yüksek sesle alçak ses) arasında bir yol tut." (İsrâ Sûresi:110)
   Hz.Âişe-Allah ondan ve babasından râzı olsun-yukarıdaki âyet hakkında şöyle der: "Bu âyet, duâ hakkında nâzil oldu." ( )
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                  [سورة الأحزاب:56]
"Ey îmân edenler!Siz de O'na(peygambere) salavat getirin, esenlik dilemek ve saygı göstermek sûretiyle O'na selâmda
bulunun." (Ahzâb Sûresi: 56)
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                   
                                              [سورة التوبة:99]
"(Allah yolunda harcadıklarını, Allah rızâsı ve) Rasûlün duâları(nı almaya vesîle kılma- ları) onları Allah'a yakınlaştıran ameller-dendir." (Tevbe Sûresi:99)
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

               
                                            [سورة التوبة:103]
"(Günahlarının bağışlanması için) onlara duâ et (ve onlar için istiğfarda bulun). Çünkü duâ edip (istiğfarda bulunman), onlar için (bir rahmet ve) sükûnettir/gönül rahatlığıdır." (Tevbe Sûresi:103)
   Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-
zekâtlarını getiren topluluklara duâ eder ve
onlar için şöyle duâ ederdi:"Allahım!
Onlara salât eyle." ( )  
   "Salât" kelimesi, Allah'tan merhamet etmesi için duâ etmek demektir.( )
Duâ tevbedir:
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                           [سورة البقرة:37]   
"Nihâyet Âdem, (Allah'a tevbe ve istiğfarda bulunması için, kendisine ilhâm olunan) birtakım sözleri Rabbinden öğrenip aldı (ve bu sözlerle Allah'a duâ etti). Allah da onu bağışladı.Çünkü O, (kullarının) tevbelerini çok kabul buyurandır, onlara çok merha-metlidir." (Bakara Sûresi:37)
   Müfessirlerin dedikleri gibi, âyette geçen "kelimeler"den kasıt; Allah'ın şu sözüdür:

                   
        [سورة الأعراف  :23]
"(Âdem ile Havvâ):Rabbimiz!(Yasakladığın ağaçtan yiyerek) nefsimize zulmettik.Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, (dünya ve âhirette)kaybedenlerden oluruz,dediler."
                                            (A'râf Sûresi:23)
Kabul olunan duâ, insana dünya ve âhirette fayda verir ve ondan zararı giderir:
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                                 [سورة البقرة:201]   
"Bir kısım (insanlar) vardır ki (duâlarında şöyle) derler:Ey Rabbimiz!Bize dünyada (helâl rızık, faydalı ilim ve sâlih amel gibi) güzellikler ver.Âhirette de bize cenneti ver
ve bizi cehennem azabından koru."
                                                      (Bakara Sûresi:201)
   Ümmü Süleym-Allah ondan râzı olsun-Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-'den oğlu Enes için duâ etmesini istediğinde, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-ona şöyle duâ etmişti:"Allahım!Onun malını ve evlâtlarını çoğalt, ona verdiğin rızkı bereketli kıl."  ( )
   Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-namazda duâ eder ve kabir azabından, Mesîh Deccâl fitnesinin şerrinden, hayat ve ölüm fitnesinin şerrinden, günahtan ve borçtan Allah'a sığınırdı. ( )
Duâ, iyilikte bulunanların özelliğidir:
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                       [سورة الأعراف :56]  
"(Azabından) korkarak ve (sevâbını) ümit ederek, (samimî olarak yalnızca) O'na duâ edin.Şüphesiz ki Allah'ın rahmeti, iyilik edenlere yakındır." (A'râf Sûresi:56)
Duâ, Allah için en kıymetli şeydir:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-bu konuda şöyle buyurmaktadır:"Allah Teâlâ-'ya duâdan daha kıymetli bir şey yoktur."(  )
   Başka bir hadîste şöyle buyurmaktadır: "Rabbiniz Tebâreke ve Teâlâ, hayâlı ve kerîmdir.Kulu, ellerini duâ için kaldırdığında
onları boş göndermekten hayâ eder." ( )
Duâ, kazâyı geri çevirebilir:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- buyuruyor ki:"Kazâyı ancak duâ geri çevirir.Ömrü de ancak iyilik uzun kılar." ( )
Mü'minin, duâsının müstecâp olduğunu, er veya geç kazançlı bir ticâret olduğunu yakînen bilmelidir:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-   buyuruyor ki:"Yeryüzünde hiçbir müslüman yoktur ki Allah Teâlâ'ya içerisinde günah işlemek veya yakın akrabayla alakayı kesmeyi içermeyen bir duâyla duâ etsin de Allah da ona o istediğini vermiş olmasın. İstediğini ona ya dünyada verir, ya da âhirette vermek için ona saklar.Veyahut da onun benzeri bir kötülüğü ondan uzaklaş-tırır." Orada bulunanlardan birisi ayağa kalkarak:"O halde bol bol duâ edelim mi?" deyince, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-: "Allahu Ekber." diye buyurdu.( )
  Ey Âlemlerin Rabbi olan Allahım!Sana duâ ettikçe duâlarımızı ya bu dünyada ya da âhirette vermek için kabul eyle veyahut da bizden bir kötülüğü uzaklaştır.

 

 

 

 

 

 


İKİNCİ BÖLÜM
Duâda bulunması gereken şartlar ve duânın âdâbı:
Duâda bulunması gereken şartlar:
1-Tevhîd (Allah'ı birlemek) ve ihlâs (duâyı yalnızca Allah'a yapmak):
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                          …  [سورة الزمر:14-15]  
"(Ey Muhammed!İnsanlara) de ki:Allah'a ibâdet ederek, dînimi (ibâdetimi) O'na has kılarım.(Ey müşrikler) O'ndan başkasına (putlara) ibâdet etmek istiyorsanız, edin…"  
                                      (Zümer Sûresi:14-15)
Başka bir âyette şöyle buyurmaktadır:

                  
               

              [سورة الرعد :14]
"Hak olan (tevhîde) dâvet, yalnızca Allah'a-dır.Allah'tan başkasına ibâdet ettikleri (putlar), duâ edenin duâsına hiçbir karşılık veremezler.Onların hâli, (uzaktan) ellerini suya uzatarak suyun ağzına ulaşmasını isteyen susamış kimsenin hâline benzer ki, o su onun ağzına kavuşamaz.Kâfirlerin (putlara ibâdet etmek sûretiyle Allah'a ortak koştukları) duâsı,haktan uzaklaşmak- tan başka bir şey değildir." (Ra'd Sûresi:14)  
2-Yediği, içtiği ve giydiği her şeyin helâl kazaçtan olması:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- bir hadîslerinde "kişi (hac, cihâd ve benzerî ibâdetleri işleyerek Allah'a ibâdet etmek için) uzunca yola çıkar, yorgun ve bitkin olur.Duâ etmek için ellerini semâya kaldırır ve Yâ Rab, Yâ Rab! der, ancak duâsı kabul olunmaz.Çünkü yediği haram, içtiği haram, giydiği haram ve haramla beslenmiştir.Hâli bu olanın duâsı nasıl kabul edilsin.(Çünkü
o, buna lâyık değildir." ( )
Duânın Âdâbı:
1-Duâya Allah'a hamd ve senâda bulunarak başlamak, daha sonra Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salât ve selâmda bulunmak ve duâyı bu  şekilde bitirmek:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-kendisine salât ve selâmda bulunmadan önce duâ ederek acele eden sahâbiye şöyle buyurmuştu:"Ey namaz kılan!Acele ettin. Namaz kılarken teşehhüde oturduğunda, lâyık olduğu şekilde Allah'a hamdet, sonra bana salavât getir, ardından da duâ et."
Başka bir hadîste ise Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-namazda Allah'a hamdet-tikten sonra kendisine salavât getiren kim-seye şöyle buyurmuştu:"Ey namaz kılan! Şimdi duâ et, duân kabul olunur." ( )
2-Duâda kararlı olmak:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-   buyuruyor ki:"Sizden biriniz duâ ettiğinde, duâsında azimli olsun.'Allahım!Bana diler-sen ver' demesin.Çünkü O'na zorla yaptıra-
cak hiç kimse yoktur." ( )
3-Duânın kabul olunması konusunda acele etmemek:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- buyuruyor ki:"Sizden biriniz,'Duâ ettim, ama duâm kabul olunmadı' diye duâsında acele etmedikçe, duâsı kabul olunur." ( )
4-Kafiyeli sözlerle duâ etmemek ve duâda sesi yükseltmemek:
Aşağıdaki âyette geçen            lafzı "haddi aşanlar" olarak tefsîr edilmiştir:

                  
     [سورة الأعراف:55]
"-Ey mü'minler!-Rabbininize yalvararak ve gizlice duâ edin.(duânız huşû içerisinde ve riyâdan uzak olsun).Çünkü Allah, (dîninde) haddi aşanları sevmez." (A'râf Sûresi:55)
İbn-i Abbâs-Allah ondan ve babasından râzı olsun- İkrime'ye şöyle demişti: "Duâda
huşûyu gideren kâfiyeli sözlerle meşgul olma, ondan uzak dur.Zira Rasûlullah        -sallallahu aleyhi ve sellem- ve ashâbının bunu terkettiklerini biliyorum." ( )
5-Kıbleye yönelerek özellikle de istiskâ namazında elleri kaldırarak duâ etmek:
"Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-Allah'a duâ ederek yağmur yağdırmasını istedi, sonra kıbleye yönelerek cübbesinin içi dışarıya gelecek şekilde ters çevirdi." ( )
   Aynı şekilde Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- cuma hutbesinde kıbleye yönel-meden Allah'tan yağmur yağdırmasını iste diği de sâbittir. ( )
   Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-ellerini kaldırıp duâ ettiğinde, sahâbeden Ebû Mûsâ ve Enes-Allah ikisinden de râzı olsun- Rasûlullah'ın koltuk altlarının beyaz-lığını görmüşlerdi. ( )
6-Duâda sesi kısmak, huşû içerisinde ve kalben hazır olmak:
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:
                     
                                                         [سورة الأنبياء:90]  
"Gerçekten onlar (peygamberler), hayırlara koşarlar, (rahmetimizi) ümit ederek ve (azabımızdan) korkarak bize duâ ederlerdi. Bize karşı itaatkâr idiler." (Enbiyâ Sûresi:90)
Başka bir âyette şöyle buyurmaktadır:

           [سورة الأعراف:55]
"-Ey mü'minler!-Rabbininize yalvararak ve gizlice duâ edin.(duânız huşû içerisinde ve riyâdan uzak olsun)." (A'râf Sûresi:55)
  Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- de  şöyle buyuruyor:"Siz, sağır ve hazır bulun-mayanı çağırmıyorsunuz, bilakis her şeyi hakkı ile işiten,sizinle (ilmiyle) beraber olup size yakın olan Allah'ı çağırıyorsunuz." ( )
7-Duâda ısrarlı olmak ve duâyı devamlı tekrarlamak:
Hz.Âişe-Allah ondan râzı olsun-şöyle der:
"Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- Lebîd b.A'sam tarafından kendisine büyü yapıldığında, yapmadığı şeyler kendisine yapıyormuş gibi görünmeye başladı.Rasû-lullah-sallallahu aleyhi ve sellem- bir gece yanımda bulunduğu sırada (bu durumdan kurtulmak için) duâ etti, ardından tekrar tekrar duâ etti…" ( )
8-Duâda,güzel isimlerini aracı kılarak Allah'a tevessülde bulunmak:
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                            
                                           [سورة الأعراف:180]
"Allah'ın (azametine delâlet eden) güzel isimleri vardır.O'nun isimlerini aracı kılarak O'ndan isteyin.(Müşriklerin ilâhlarını adlan-dırdıkları gibi)O'nun isimlerini değiştirenleri bırakın.Onlar (dünyada işlemiş oldukları)
amellerinin karşılığını göreceklerdir."
                                           (A'râf Sûresi:180)
9-Yapılan sâlih amel ile Allah'a tevessülde bulunmak:
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahîh olarak bildirilen kıssada, bizden önce geçmiş bir kavimde üç arkadaş vardı.Onlar (şiddetli yağmurdan kaçarak) bir mağaraya sığındılar.(Onlar mağarada iken) dağdan  yuvarlanan bir kaya, mağaranın ağzını kapatınca, (mağaradan çıkabilmek için) sâlih amellerini vesîle kılarak Allah'a yal-varmaya başladılar.Onlardan birincisi, ana-babasına saygı ve iyilikte bulunmasını vesîle kılarak Allah'a yalvarmaya başladı. İkincisi,kendisini zinâya  çağırdığı halde, iffetini koruyarak zinâya yaklaşmamasını vesîle kılarak Allah'a yalvarmaya başladı. Üçüncüsü ise, emânete tam olarak riâyet ederek emâneti değerlendirmiş ve emâneti sâhibine değerlendirilmiş olarak vermesini vesîle kılarak Allah'a yalvarmaya başladı. Bu üç kişiden her biri Allah'a yalvardıkça, mağaranın ağzındaki kaya biraz daha uzaklaşmış, sonunda kaya mağaranın ağzından yuvarlanarak uzaklaşınca, mağa-radan çıkarak yollarına devam ettiler. ( )
10-Duâda büyük anlam ifâde eden duâları araştırmak:
   Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-büyük anlam ifâde eden duâları tercih eder, bunun dışındaki duâları terkederdi.( )
   Duânın pek çok âdâbı vardır.Bu bölümde en önemlilerini zikrettim.Allah Teâlâ'dan güzellikle kabul buyurmasını dilerim.

 

 

 

 

 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Duânın kabul olunduğu haller:
   Duânın kabul olunması,sadece Allah-azze ve celle-'nin bileceği bir ilimdir.Kulun bu konuda hiçbir yetkisi yoktur.Ancak duânın kabul olunmasının ümit edildiği haller,saat-ler ve yerler olduğuna delâlet eden hadîsler vardır ki bir kulun bu halleri iyice araştır-ması ve bu hallerde bol bol duâ etmesi müstehaptır.Bu hallerden bazıları şunlardır:
1-Secde halinde iken:
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

            [سورة العلق:19]
"Hayır!(Ey Muhammed!Namazı terketmeye çağırana) itaat etme.Rabbine secde et ve (Allah'a itaat ederek) yaklaş." (Alak Sûresi:19)
   Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmaktadır:"Kulun Rabbine en yakın olduğu an, secdede oldu-ğu andır.O halde, (Rabbinize secdede) bol bol duâ edin." ( )
2-Oruçlu iken:
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

                                                   [سورة البقرة:185-186]
"…Orucu bir aya tamamlanız, (Ramazan bayramında tekbir getirmek sûretiyle orucu bitirmeniz) ve size doğru yolu gösterdiğin-den dolayı Allah'a tâzim göstermeniz için (meşrû kılınmıştır).Umulur ki (size bahşet-tiği nimetlere karşılık O'na) şükredersiniz.  -Ey Muhammed-Kullarım beni sana sorar-larsa,(onlara) yakın olduğumu (söyle). Duâ ettiğinde duâ edenin duâsını kabul ederim. O halde onlar da (emirlerimi yerine getire-rek, yasaklarımdan kaçınarak ve bana itaat ederek) dâvetime uysunlar ve bana (gereği gibi) îmân etsinler.Umulur ki (menfaatlerine olan dînî ve dünyevî şeyleri elde etmek için) doğru yolu bulurlar."
                                               (Bakara Sûresi:185-186)
Allah Teâlâ,bu âyette duâyı kabul edeceğini orucun farz oluşundan sonra zikretmiştir.
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmaktadır:"Üç kişinin duâsı reddolunmaz:İftar edinceye kadar oruçlunun, adâletli devlet başkanının ve mazlûmun duâsı." ( )
3-Arefe gününün duâsı:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-bu konuda şöyle buyurmaktadır:"Duâların en hayırlısı, Arefe gününün duâsıdır.Benim ve benden önceki peygamberlerin söylemiş oldukları en hayırlı söz, 'Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh, lehul-mulku velehul-hamdu ve huve alâ kulli şey'in kadîr' sözüdür." ( )
   Allah-azze ve celle- bu büyük günde pek

çok kulunu cehennemden azâd eder. ( )
Yine bu gün, duânın kabul olunmasının en çok ümit edildiği bir gündür."Hac farîzasını edâ eden müslümanın bu günde bol bol duâ edip zikirde bulunması müstehaptır.Bu günün tamamını en iyi değerlendirmeli, her ne olursa olsun hiçbir şekilde  ihmalkârlık etmekten şiddetle sakınmalıdır.Zirâ diğer günlerin aksine, bu günün telâfisi bir daha mümkün değildir." ( )
   Bilindiği gibi, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- Arafat'ta iken (arefe gününde) hutbeyi kısa tutmuş,( ) öğle namazıyla ikindi namazını birleştirerek kıldırmıştır. ( )
Bunun hikmeti;-Allah daha iyisini bilir-bu günde sadece duâyla meşgûl olmak içindir.
4-Darda kalanın duâsı:
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

             
                    [سورة النمل :62]
"(Allah'a ortak koşarak yaptığınız ibâdetiniz mi daha hayırlı) yoksa başı darda kalanın duâ ettiğinde, duâsını kabul edip ondan  sıkıntıyı gideren; sizi, yeryüzünde sizden öncekilere halifeler kılan (Allah) mı daha hayırlı? (Size bu nimetleri veren) Allah'la birlikte bir ilâh mı var! Siz pek az düşünüp ibret alıyorsunuz. (Neml Sûresi:62)
5-Zulme uğrayanın duâsı:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-Muâz b.Cebel'i-Allah ondan râzı olsun-Yemen'e yollarken şöyle buyurmuştu: "…Zulme uğrayanın bedduâsından kork. Çünkü zulme uğrayanın bedduâsıyla Allah arasında perde yoktur." ( )
6-Kadir gecesinde yapılan duâ:
Allah-azze ve celle-buyuruyor ki:

              [سورة القدر:3]
"Kadir gecesi, (mübârek bir gecedir ki onun fazîleti,içerisinde kadir gecesi bulunmayan) bin aydan daha hayırlıdır." (Kadir Sûresi:3)
Hz.Âişe vâlidemiz-Allah ondan râzı olsun-Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-'e kadir gecesini idrâk ettiğinde nasıl duâ etmesi gerektiğini sorduğunda ona:

(( اَللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي ))
"Allahım!Sen çok affedicisin ve affı sever-sin.Beni de affet." diye duâ etmesini emretmiştir. ( )
7-Yolculuk sırasında yapılan duâ:
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-bu konuda şöyle buyurmaktadır:"Kabul oluna-cağında hiç şüphe olmayan üç duâ vardır ki bunlar:Zulme uğrayanının duâsı, yolcunun duâsı ve babanın evlâdına olan duâsı." ( )
8-Ezânla kâmet arasında yapılan duâ:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-bu konuda şöyle buyurmaktadır:"Ezânla kâmet arasında yapılan duâ (Allah tarafından) reddolunmaz." ( )
9-Cuma günü duânın kabul olunduğu vakit:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-bu konuda şöyle buyurmaktadır:"Cuma günü bir vakit vardır ki, o vakitte bir müslüman, namaz kılarken Allah Teâlâ'dan bir şey isterse, Allah onun istediğini verir." ( )
   İmâm Nevevî-Allah ona rahmet etsin- "el-Ezkâr"( ) adlı eserinde şöyle der:"Cuma günü duânın kabul olunduğu vakitle ilgili en sahîh hadîs,Müslim'in Ebû Mûsâ el-Eş'arî-'den-Allah ondan râzı olsun-rivâyet ettiği hadîstir ki bu hadîste Ebû Mûsâ el-Eş'arî-'den-Allah ondan râzı olsun-"Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-'i şöyle derken işittim der:(Cuma günü duânın kabul olun-duğu vakit) imâmın minbere çıktığı anla namazı bitirdiği an arasındaki vakittir." ( )
Not:Duânın kabul olunduğu vakit, cuma günü hangi vakittedir?
Müslüman kardeş!-Allah bana ve sana merhamet etsin-bilmelisin ki İbn-i Kayyim -Allah ona rahmet etsin-cuma günü duânın kabul olunduğu vaktin tayini konusunda on bir ayrı görüş olduğunu belirttikten sonra, ikindi  namazından sonraki son vaktin, duânın kabul olunduğu vakit olduğunu tercih etmiş, ardından sahîh hadîsleri içerdiğinden dolayı bu görüşlerden ikisinin daha tercihli olduğu sonucuna varmıştır.
Birincisi:İmâmın minbere oturmasından namazın bitimine kadar olan vakittir ki bunun delîlini Müslim'in rivâyet ettiği hadîste zikretmiştik.
İkincisi:İkindi namazından sonraki son vakittir.İmâm Nevevî devâmla şöyle der: "Bu görüş, iki görüşün en kuvvetli olanıdır. Zirâ selef âlimlerinin çoğunluğu bu görüşte olup, hadîslerin çoğu da böyle olduğunu göstermektedir."
Ardından İmâm Nevevî-Allah ona rahmet etsin-bu konudaki delîlleri şöyle arzeder:
1-İmâm Ahmed, "Müsned"inde Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle dediği-ni rivâyet eder:"Şüphesiz ki cuma gününde öyle bir vakit vardır ki, müslüman bir kul Allah'tan o vakitte birşey isterse, Allah ona istediğini verir.O vakit; ikindiden sonraki vakittir." ( )
2-Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî'nin rivâyet ettikleri hadîste Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır: "Cuma gününde (duânın kabul edildiği) on iki vakit vardır.Bir müslüman o vakitte Allah'tan birşey isterse,Allah-azze ve celle- ona istediğini verir.(Duânın kabul edildiği) o vakti, ikindi namazından sonraki son vakitte arayın." ( )
Ardından İmâm Nevevî-Allah ona rahmet etsin-bu konuda son olarak şöyle der: "Kanımca cuma namazının kılındığı vakit de duânın kabul olunmasının beklendiği bir vakittir.Her ikisi de duânın kabul olunduğu vakittir…Böyle olunca, bu konudaki hadîsle-rin hepsi, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-'in ümmetini bu iki vakitte  duâ etmeye ve Allah Teâlâ'ya  yalvarmaya sevk ve teşvik etmekte ittifak etmektedir." ( )
10-Seher vaktinde yapılan duâ:
Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-bu konuda şöyle buyurmaktadır:"Rabbimiz  Tebârake ve Teâlâ, gecenin üçte ikilik bölü-mü kaldığında her gece dünya semâsına iner ve şöyle seslenir:'Bana duâ eden yok mu, duâsına icâbet edeyim.Benden isteyen yok mu, ona vereyim.Benden bağışlanma dileyen yok mu, onu bağışlayayım." ( )
Sevgili okuyucu kardeş!
   Bu saydıklarımız, duânın kabul olunduğu hal, vakit ve yerlerdir ki mü'minin  bunları değerlendirmek için gayretli olması gerekir. Çünkü bu hal, vakit ve yerlerde duânın kabul olunması çok daha umulur, fayda bakımından da daha çoktur.O halde bu konuda Allah'tan yardım dile ve âciz olma.Sana fayda veren şeyleri elde etmeye gayret etmelisin.Çünkü mü'min, zeki ve akıllıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Kur'an'dan seçilmiş duâ ve zikirler: ( )
  Hamd,zorda kalanın duâ ettiğinde duâsına icâbet eden âlemlerin Rabbi olan Allah'adır. Dîni yalnızca Allah'a has kılarak O'na duâ ederim.Salât ve selâm da okuma-yazma bilmeyen, peygamberlerin sonuncusu ve rasûllerin önderi Muhammed'e olsun.  
1-
       
                                                                 [سورة الفاتحة:1-7]  
"Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla (başlarım).Hamd, âlemlerin Rabbi,Rahmân, Rahîm ve kıyâmet gününün sâhibi olan Allah'a mahsustur.(Allahım) yalnızca sana ibâdet eder ve (her işimizde) yalnızca senden yardım dileriz.Bizi dosdoğru yola (İslâma), kendilerine nimetler verdiğin (peygamberler, sıddıklar,şehîtler ve sâlihle-rin) yoluna ilet.(Hakkı bildikleri halde onunla amel etmeyerek)gazabına uğramış- ların(yahûdîlerin) ve(doğru yolu kaybeden) sapıtmışların (hıristiyanların) yoluna değil… (Âmîn). (Fâtiha Sûresi)
2-
                     [سورة البقرة:201]
"Ey Rabbimiz!Bize dünyada (helâl rızık, faydalı ilim ve sâlih amel gibi) güzellikler ver.Âhirette de bize cenneti ver ve bizi cehennem azabından koru."(Bakara Sûresi:201)
3-
                  
                                                       [سورة البقرة :286]
"Ey Rabbimiz!(bize farz kıldığın bir şeyi) unutur veya (yapmamızı yasakladığın bir şeyi yaparak) hata edersek,bizi cezâlandır-ma.Ey Rabbimiz!Bizden önceki (âsi toplu-luklara cezâ olsun diye)yüklediğin zor işleri bize yükleme.Ey Rabbimiz!Gücümüzün yetmeyeceği şeyleri bize yükleme.Günah-larımızı affet.Bizi bağışla.Bize merhamet et. Sen bizim mevlâmızsın(her şeyimizin sâhibi ve işlerimizi çekip çevirensin.) (Dînini, birliğini ve peygamberini) inkâr edenlere karşı bizleri muzaffer kıl." (Bakara Sûresi:286)
4-
                      
           [سورة آل عمران:8]
"(İlimde yüksek pâyeye erişenler şunu da ilâve ederler):Ey Rabbimiz!Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi (sana îmândan) saptırma.Bize tarafından rahmet ihsân eyle.Çünkü sen,(dilediğine hesapsız veren) lütfu bol olansın." (Âl-i İmrân Sûresi:8)
5-
                              [سورة آل عمران:9]  
"Ey Rabbimiz!Muhakkak ki sen, insanları geleceğinden hiç şüphe edilmeyen bir günde (kıyâmet gününde) toplayansın. Şüphesiz ki Allah, vâdinden asla dönmez."
                                       (Âl-i İmrân Sûresi:9)
6-
                       [سورة آل عمران:16]   
"(Allah'ın o muttakî kulları derler ki):Ey Rabbimiz!(Sana) îmân ettik (ve Rasûlüne tâbi olduk).Günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru." (Âl-i İmrân Sûresi:16)
7-
                     [سورة آل عمران:53]
"(Havârîler dediler ki):Ey Rabbimiz! İndirdi-ğine (İncîl'e) ve (gönderdiğin) peygambere (İsâ'ya) tâbi olduk.Şimdi bizi,(senin birliğini ve peygamberlerini tasdik eden) şâhitler-den yaz." (Âl-i İmrân Sûresi:53)
8-
                               
                                          [سورة آل عمران:147]
"O sabredenlerin sözü şundan ibâretti):Ey Rabbimiz!Günahlarımızı ve işimizdeki  taş-kınlıklarımızı bağışla.(Savaş meydanında) ayaklarımızı sâbit kıl ve kâfirlere karşı bizi muzaffer eyle." (Âl-i İmrân Sûresi:147)
9-
                                                                                                 [سورة آل عمران:191-194]    
"(Onlar, göklerle yerin yaratılışı hakkında derince düşünerek derler ki):Ey Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın.Sen bundan münezzehsin.Bizi cehennem azabından ko-ru.Ey Rabbimiz!Şüphesiz ki sen, (günahları sebebiyle) kimi cehenneme koyarsan, onu alçaltır, rezîl edersin.Zâlimlerin (kıyâmet günü onları Allah'ın azabından kurtaracak) yardımcıları yoktur.Ey Rabbimiz!Gerçekten biz;"Rabbinize îmân edin" diye îmâna çağı-ran dâvetçiyi (Muhammed'i) işittik, hemen îmân ettik.Ey Rabbimiz!Artık günahlarımızı bağışla ve kusurlarımızı ört.Canlarımızı   iyilerle beraber al.Ey Rabbimiz!Elçilerinin diliyle vâdettiklerini bize ver ve kıyâmet gününde (günahlarımızla) bizi rezîl etme. Şüphesiz ki sen,vâdinden asla dönmezsin."  
                                (Âl-i İmrân Sûresi:191-194)
10-
                                                                     
                                                 [سورة المائدة:83]
"Ey Rabbimiz!Îmân ettik.O halde bizi  şâhit olanlarla birlikte yaz." (Mâide Sûresi:83)
11-
                          [سورة الأعراف:23]  
"Ey Rabbimiz!(Yasakladığın ağaçtan yemek
sûretiyle) kendimize zulmettik.Bizi bağış-lamaz ve bize acımazsan (dünya ve âhiret-te) kaybedenlerden oluruz." (A'râf Sûresi:23)
12-
               [سورة الأعراف :47]
"Ey Rabbimiz!Bizi, zâlimler topluluğuyla birlikte kılma." (A'râf Sûresi:47)
13-
                       [سورة الأعراف:89]    
"Ey Rabbimiz!Bizimle kavmimiz arasında sen hak olanla hüküm ver.Sen hüküm verenlerin en hayırlısısın." (A'râf Sûresi:89)
14-
                
                                             [سورة الأعراف:126]
"Ey Rabbimiz!Üzerimize sabır yağdır ve bizi müslümanlar olarak öldür." (A'râf Sûresi:126)

15-
                         
                                            [سورة يونس:85-86]
"Ey Rabbimiz!Bizi, zâlimler topluluğunun fitnesine düşürme.Ve bizi, zâlimler toplulu-ğundan rahmetinle kurtar."(Yûnus Sûresi:85-86)
16-
                                        
                                              [سورة إبراهيم:38]
"Ey Rabbimiz!Sen, gizlediğimiz ve açığa vurduğumuz her şeyi sen bilirsin.Yerde ve gökte olan hiçbir şey Allah'a saklı kalmaz."  
                                         (İbrâhîm Sûresi:38)
17-
                     [سورة إبراهيم:41]  
"Ey Rabbimiz!Hesap gününde, beni, ana-babamı ve bütün mü'minleri bağışla."  
                                         (İbrâhîm Sûresi:38)
18-
              
                                             [سورة الكهف:10]
"Ey Rabbimiz!Bize tarafından rahmet ver. Ve bizi (şu) hâlimizden kurtuluşa götürecek (doğru) yolu hazırla." (Kehf Sûresi:10)
19-
                  
   [سورة المؤمنون:109]    
"Ey Rabbimiz!Îmân ettik.O halde bizi bağışla ve bize merhamet et.Sen merha-met edenlerin en hayırlısısın".
                                     (Mu'minûn Sûresi:109)
20-
                 
       [سورة الفرقان:65]
"Ey Rabbimiz!Cehennem azâbını bizden uzak tut.Çünkü onun azâbı dâimidir."
                                          (Furkan Sûresi:65)
21-
                   [سورة الفرقان:74]
"Ey Rabbimiz!Bize eşlerimiz ve çocukları-mızdan gözlerimizi  aydınlatacak nesiller ihsân et.Ve bizi takvâ sâhiplerine önder kıl." (Furkan Sûresi:65)
22-
                                                        [سورة غافر:7-8]
"Ey Rabbimiz!Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır.(Günahlara) tevbe  edip (emrettiğin) yola girenleri bağışla ve onları cehennem azâbından koru!Ey Rabbimiz! Onları ve onların atalarından, eşlerinden, çocuklarından iyi olanları kendilerine vâdet-tiğin Adn cennetlerine koy.Şüphesiz ki sen, güçlü ve hikmet sâhibisin." (Mü'min Sûresi:7-8)
23-
                                         [سورة الحشر:10]
"Ey Rabbimiz!Bizi ve îmânda bizi geçen kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde îmân edenlere karşı hiçbir kin bırakma!Ey Rabbimiz!Muhakkak ki sen, çok şefkatli ve merhametlisin." (Haşr Sûresi:10)
24-
                
                             [سورة الممتحنة :4-5]       
"Ey Rabbimiz!Yalnızca sana tevekkül ettik ve yalnızca sana yöneldik.(Kıyâmet günü) dönüş de yalnızca sanadır.Ey Rabbimiz! Bizi, inkâr edenlerle imtihan etme, bizi bağışla.Ey Rabbimiz!Şüphesiz ki sen, (mağlup edilemeyen) güçlü, (söz ve fiille-rinde) hikmet sâhibisin."(Mümtehine Sûresi:4-5)
25-
                       [سورة التحريم  :8]  
"Ey Rabbimiz!Bize nûrumuzu tamamla.Bizi
bağışla.Çünkü sen, her şeye kâdirsin."
                                           (Tahrim Sûresi:8)
26-
                         [سورة آل عمران:38]
"Ey Rabbim!Bana tarafından hayırlı bir nesil ver.Şüphesiz ki sen, (duâ edenin) duâsını işitirsin." (Âl-i İmrân Sûresi:38)
27-
                              
                                                   [سورة هود:47]   
"Ey Rabbim!Senden hakkında bilgim olma-yan bir şeyi istemekten sana sığınırım.Beni bağışlamaz ve bana acımazsan, hüsrana uğrayanlardan olurum". (Hûd Sûresi:47)
28-
                        [سورة إبراهيم:35]
"Ey Rabbim!Bu şehri (Mekke'yi) korkudan
emîn kıl!Beni ve oğullarımı putlara tap-maktan uzak tut!" (İbrâhîm Sûresi:35)

 

29-
                       [سورة إبراهيم:40]
"Ey Rabbim!Beni ve benim soyumdan olanları namazı devamlı kılanlardan kıl.Ey Rabbimiz! Duâmı kabul et."(İbrâhîm Sûresi:35)
30-
                          [سورة طه:25-28]
"Ey Rabbim!Göğsüme genişlik ver.Bana işimi kolaylaştır.Dilimdeki düğümü çöz(erek ona fesâhat ver) ki söylediklerimi iyi anlasınlar." (Tâhâ Sûresi:25-28)
31-
                   
                                                         [سورة الأنبياء:89]
"Ey Rabbim!Beni (nesilsiz olarak) yalnız
bırakma.Sen kalanların en hayırlısısın."
                                                        (Enbiyâ Sûresi:89)
32-
                       [سورة الأنبياء:112]
"Ey Rabbim!(Benimle düşmanlarım arasın-da) adâletinle hükmünü ver.-Ey kâfirler-Rahmân olan Rabbimizden,vasfettiklerinize karşı O'ndan yardım dileriz."(Enbiyâ Sûresi:112)
33-
                  
                                                        [سورة المؤمنون:29]  
"Ey Rabbim!Beni bereketli bir yere indir! Sen konuklayanların en hayırlısısın."()
                                                    (Mü'minûn Sûresi:29)
34-
                 
                                                [سورة المؤمنون:94]
"Ey Rabbim!Beni zâlimler topluluğunun içinde bulundurma." (Mü'minûn Sûresi:29)
35-
                               
                                                 [سورة الشعراء:83-84]
"Ey Rabbim!Bana hikmet (ilim ve anlayış) bahşet ve beni iyi kullarının arasına kat. (Kıyâmet gününe kadar) benden sonra gelecek olanların içinde hayırla anılmayı bana nasip eyle." (Şuarâ Sûresi:83-84)

                                [سورة الشعراء:87-89]
"-Ey Rabbim-İnsanların(hesap vermek için) dirilecekleri günde beni rezil etme.O gün, (insana) ne mal fayda verir, ne de evlâtlar. Ancak (şirk ve nifâktan) temiz bir kalple Allah'a gelenler müstesnâ!"(Şuarâ Sûresi:87-89)

 

36-
                                     [سورة النمل:19]
"Ey Rabbim!Bana ilham et ki gerek bana, gerekse ana-babama ihsân ettiğin nimetine şükredeyim ve senin râzı olacağın sâlih ameller yapayım.Beni, rahmetinle sâlih kul-larının arasına kat." (Neml Sûresi:19)
37-
              [سورة القصص:16]
"Ey Rabbim!Doğrusu ben,nefsime zulmet-tim.Beni bağışla." (Kasas Sûresi:16)
38-
                   
                                               [سورة القصص:24]
"Ey Rabbim!Gerçekten ben, bana indirece-ğin her hayra muhtâcım." (Kasas Sûresi:24)

38-
           [سورة القصص :21]    
"Ey Rabbim!Beni zâlimler topluluğundan kurtar." (Kasas Sûresi:21)
40-
             
                                            [سورة العنكبوت :30]
"Ey Rabbim!Şu fesâtçı topluluğa karşı bana yardım et." (Ankebût Sûresi:30)
41-
              [سورة الصافات:100]   
"Ey Rabbim!Bana sâlihlerden olacak bir evlât bahşet." (Sâffât Sûresi:100)
42-
                                                     
                                             [سورة الأحقاف:15]
"Ey Rabbim!Bana ilham et ki gerek bana, gerekse ana-babama ihsân ettiğin nimetine şükredeyim ve senin râzı olacağın sâlih işler yapayım.Neslimi ıslâh eyle.Ben sana döndüm ve elbette ki ben, müslümanlarda-nım". (Ahkâf Sûresi:15)
43-
                              
                                                 [سورة نوح:28]    
"Ey Rabbim!Beni, ana-babamı,evime îmân etmiş olarak giren erkek ve kadınları bağışla.Zâlimleri ise (dünya ve âhirette) ancak helâkini arttır." (Nûh Sûresi:30)
44-
                                                                                              [سورة آل عمران :26-27]
"-Ey Muhammed-De ki:Ey mülkün sâhibi Allahım!Sen dilediğine mülkü verirsin,  dilediğinden de çeker alırsın.Dilediğini yüceltirsin, dilediğini de alçaltırsın.Her türlü iyilik, senin elindedir.Gerçekten sen, her şeye güç yetirirsin.Sen, geceyi gündüze, gündüzü de geceye katarsın.Ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkarırsın.Dilediğine de sayısız rızık verirsin." (Âl-i İmrân Sûresi:26-27)  
45-
                                            [سورة آل عمران :73-74]
"-Ey Muhammed-De ki:Lütûf ve ihsân, Allah'ın elindedir.Onu dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir ve O, her şeyi hakkıyla bilir.Rahmetini dilediğine ayırır. Allah üstün lütûf sâhibidir."(Âl-i İmrân Sûresi:26-27)  
46-
             [سورة طه:114]    
"-Ey Muhammed-De ki:Ey Rabbim!Benim ilmimi artır." (Tâ Hâ Sûresi:114)
47-
                           [سورة المؤمنون:97-98]
"-Ey Muhammed-De ki:Ey Rabbim!Şeytan-ların vesveselerinden sana sığınırım!       Ey Rabbim!Onların yanımda olmalarından da sana sığınırım." (Mü'minûn Sûresi:97-98)
48-
                  
                                                               [سورة المؤمنون:118]
"-Ey Muhammed-De ki:Ey Rabbim!Bağışla ve merhamet et.Sen merhametlilerin en hayılısısın." (Mü'minûn Sûresi:97-98)
9-
                                      [سورة الزمر:46]  
"Ey Muhammed-De ki:Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de âşikârı bilen Allahım! Ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kulları-nın arasında, hükmü ancak sen verirsin".
                                          (Zümer Sûresi:46)
50-
        
                                                             [سورة الكافرون]
"(Ey Muhammed!Allah'ı ve Rasûlünü inkâr edenlere)-De ki:Ey kâfirler!Sizin taptığını-za (putlara ve bâtıl ilâhlara) ibâdet etmem. Siz de benim ibâdet etmekte olduğum (ibâdete lâyık, yegâne ilâh olan Allah'a) ibâdet etmezsiniz.Ne ben sizin ibâdet etmekte olduğunuz (putlara ve bâtıl ilâhlara) ibâdet ederim, ne de siz benim ibâdet etmekte olduğum (Allah'a) ibâdet edersiniz. (Üzerinde ısrar ettiğiniz) dîniniz size, benim dînim de banadır.) (Kâfirûn Sûresi)
51-
        
                                           [ سورة الإخلاص ]
"-Ey Muhammed-De ki:Allah birdir.Her muhtâcın maksûdu O'dur (ihtiyaç ve istek-leri gideren yalnızca O'dur.) O doğurmamış ve de doğurulmamıştır.(O'nun ne oğlu, ne babası, ne de eşi vardır.(İsim, sıfat ve fiilllerinde) O'nun dengi hiç kimse yoktur."
                                               (İhlâs Sûresi)
52-
                                                                    [ سورة الفلق ]   
"-Ey Muhammed-De ki:Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı bastığı zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfleyen büyücü kadınların şerrinden ve (Allah'ın insanlara bahşettiği nimetleri kıskanıp, o nimetlerin onlardan yok olmasını isteyen) hasetçinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım."
                                               (Felak Sûresi)
53-
        
                                                       
                                              [ سورة الناس ]
"-Ey Muhammed-De ki:İnsanların melikine, insanların ilâhına, (gaflet ânında insana vesvese veren,ancak Allah'ın adının anıldığı zaman gizlenen) insanların kalplerine şer (ve şüphe sokan) sinsi şeytanın şerrinden, cin ve insan şeytanlarından, (kötü vesvese-leri tek başına gidermeye kâdir olan) insanların Rabbine sığınırım." (Nâs Sûresi)
54-
                 
                                                 [سورة يوسف:64]
"Allah, en hayırlı koruyucudur.O,merhamet edenlerin en merhametlisidir."(Yûsuf Sûresi:64)
55-
                  
                                              [ سورة البقرة:127]
"Ey Rabbimiz!Bizden bu (hayırlı ameli) kabul buyur.Şüphesiz ki sen,hakkıyla işiten ve bilensiz." (Bakara Sûresi:127)
56-
                                
                                                  [سورة يونس:10]
"Onların (mü'minlerin) cennetteki duâları; Allahım!Seni her türlü noksanlıklardan tenzih ederiz!" sözüdür.Orada birbirleriyle karşılaştıkça, söyledikleri 'selâm'dır.Onların duâlarının sonu ise;Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur." (Yûnus Sûresi:10)
   Son olarak,mü'minlerin günlük hayatla-rında ihtiyaçları olan duâ ve zikirlerden bazılarını apaçık kitap Kurân-ı Kerîm'den  böylece Allah'ın izniyle derlemiş oldum.Bu duâ ve zikirlerin kıyâmet gününe kadar kullarına fayda vermesini Allah Teâlâ'dan niyâz ederim. Âmîn…( )


BEŞİNCİ BÖLÜM
Pâk ve Sahîh Sünnetten Duâ  ve zikirler:
1-
 ((لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ الْعَظِيمُ الْحَلِيمُ،لاَ إِلَهَ إِلاَّاللهُ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ،لاَإِلَهَ إِلاَّاللهُ رَبُّ السَّمَوَاتِ وَرَبُّ الأَرْضِ وَرَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمِ ))
"Azîm ve halîm olan Allah'tan başka hakkıyla ibâdet edilecek hiçbir ilâh yoktur. Yüce arşın Rabbi olan Allah'tan başka hakkıyla ibâdet edilecek hiçbir ilâh yoktur. Göklerin, yerin ve yüce arşın Rabbi olan Allah'tan başka hakkıyla ibâdet edilecek hiçbir ilâh yoktur." ( )
2-
(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ،أَعَزَّ جُنْدَهُ،          وَنَصَرَ عَبْدَهُ، وَغَلَبَ الأَحْزَابَ وَحْدَهُ،         فَلاَ شَيْءَ بَعْدَهُ  ))
"Allah'tan başka hakkıyla ibâdet edilecek hiçbir ilâh yoktur.O birdir.Askerini güçlü kılmış, kuluna (Muhammed'e) yardım etmiş ve bütün toplulukları tek başına mağlup etmiştir.O'ndan başka her şey fânidir. (Sadece O bâkidir.)" ( )
3-
((اَللَّهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ،مِلْءُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ، وَمِلْءُ مَا شِئْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ،     أَهْلَ الثَّنَاءِ وَالْمَجْدِ،أَحَقُّ مَا قَالَ الْعَبْدُ      وَكُلُّنَا لَكَ عَبْدٌ ))
"Rabbimiz olan Allahım! Gökler, yer ve her ikisi arasındaki mesâfe dolusu ve bundan başka dilediğin şeyler dolusunca hamd, sanadır.(Allahım!)Her türlü övgü ve şeref sanadır.Sen,kulun söylemiş olduğu en doğ-ru söze lâyıksın.Hepimiz de sana kuluz" ( )


4-
(( اَللَّهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ نُورُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ، وَلَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ قَيِّمُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ، وَلَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ رَبُّ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ، أَنْتَ الْحَقُّ،    وَوَعْدُكَ الْحَقُّ،وَقَوْلُكَ الْحَقُّ،وَلِقَاؤُكَ الْحَقُّ  وَالْجَنَّةُ حَقٌّ، وَالنَّارُ حَقٌّ، وَالنَّبِيُّونَ حَقٌّ، وَالسَّاعَةُ حَقٌّ، اَللَّهُمَّ لَكَ أَسْلَمْتُ،     وَبِكَ آمَنْتُ ،وَعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ،وَإِلَيْكَ أَنَبْتُ، وَبِكَ خَاصَمْتُ،وَإِلَيْكَ حَاكَمْتُ، فَاغْفِرْ لِي مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ وَمَا أَسْرَرْتُ وَمَا أَعْلَنْتُ، أَنْتَ إِلَهِي لا إِلَهَ إِلا أَنْتَ))
"Allahım!Hamd,sanadır.Sen,gökleri ve yeri
nûrlandıransın (göklerde ve yerde olan her şey senin nûrunla hidâyeti bulur.Hamd, yalnızca sanadır.Göklerin ve yerin sâhibi, sensin.Hamd,yalnızca sanadır.Sen,göklerin, yerin ve her ikisinin içerisinde bulunanların Rabbisin.Sen,(varlığında şüphe edilmeyen) haksın.Va'din haktır.Sözün de haktır.Sana dönüş de haktır.Cennet ve cehennem de haktır.(Göndermiş olduğun) Peygamberler de haktır.Kıyâmet günü haktır. Allahım! Sana teslim oldum,sana îmân ettim, sana tevekkil ettim ve sana döndüm. Hakkı inkâr eden karşısında hüküm vermen için ara-mızda seni hakem kıldım.Yaptığım ve yapa-cağım, gizli ve açık (günahlarımı) bağışla. Sen benim ilâhımsın ve senden başka hak-kıyla ibâdet edilecek hiçbir ilâh yoktur."( )
5-
((اَللَّهُمَّ أَعُوذُبِرَضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ، وَبِمُعاَفَاتِك
مِنْ عُقُوبَتِكَ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْكَ، لاَ أُحْصِي ثَنَاءً
عَلَيْكَ، أَنْتَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ ))
"Allahım!Gazâbından rızâna,cezâlandırman-dan affına,senden yine sana sığınırım.Sana olan övgüleri sayamam.Sen, kendini övdü-ğün gibisin." ( )
6-
((اَللَّهُمَّ لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ،وَلاَ مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ، وَلاَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ  ))
"Allahım!Senin verdiğine hiç kimse mâni olamaz.Mâni olduğuna da hiç kimse vere-mez.Servet sâhibinin sâhip olduğu şeyler, senin katında ona hiçbir fayda veremez."( )
7-
(( اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ، كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى [إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى] آلِ إِبْرَاهِيْمَ  إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ.وَبَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى[إِبْرَاهِيمَ        و عَلَى] آلِ إِبْرَاهِيْمَ [ فِي العَالَمِينَ ]       إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ ))
"Allahım!İbrâhîm'e ve âilesine övgüde bulunduğun gibi, Muhammed'e ve âilesine de övgüde bulun.Çünkü sen, övgüye lâyık olansın, şereflisin. Allahım! İbrâhîm'e ve âilesine âlemlerde bereketler verdiğin gibi, Muhammed'e ve âilesine de bereketler ver. Çünkü sen, övgüye lâyık olansın, şerefli-sin." ( )
8-
(( اَللَّهُمَّ مُصَرِّفَ القُلُوبِ، صَرِّفْ قَلْبِي     عَلَى طَاعَتِكَ ))
"Kalpleri (küfürden îmâna, îmândan küfre istediği gibi) çeviren Allahım! Kalbimi, sana itaat üzere çevir." ( )
9-
(( اَللَّهُمَّ رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً،     وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً، وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ  ))
“Rabbimiz olan Allahım!Bize dünyada, (âfiyet, helâl rızık, faydalı ilim ve sâlih amel gibi) güzellikler ver.Âhirette de cenneti ver ve bizi cehennem azabından koru.” ( )
10-
((اَللَّهُمَّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي ظُلْمًا كَثِيرًا،وَلاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ، فَاغْفِرْ لِي مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ وَارْحَمْنِي،إِنَّك أَنْتَ الْغَفُورُالرَّحِيمُ ))
"Allahım!Nefsime çok zulmettim.Günahları senden başka hiç kimse bağışlayamaz. Katından bir mağfiretle beni bağışla ve bana merhamet eyle.Çünkü sen, çok çok bağışlayan ve merhamet edensin." ( )

 

11-
(( اَللَّهُمَّ إنِّي أَعُوذُ بِكَ  مِنْ جَهْدِ الْبَلاءِ،    
وَدَرَكِ الشَّقَاءِ، وَسُوءِ الْقَضَاءِ،       وَشَمَاتَةِ الأَعْدَاءِ ))
"Allahım!Malın az,evlâtların çok olmasından dolayı zor ve meşakkatli bir hayat yaşa-maktan, helâk olmaktan, kötü âkibetten ve düşmanların başıma gelen belâdan dolayı bana gülmelerinden sana sığınırım." ( )
12-
 (( اَللَّهُمَّ إنِّي أَعُوذُ بِعِزَّتِكَ الَّذِي لاَإِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ الَّذِي لاَ يَمُوتُ وَالْجِنُّ وَالإِنْسُ يَمُوتُونَ ))
"Allahım!Senden başka hakkıyla ibâdet edi-lecek hiçbir ilâh olmayan senin izzetine sana sığınıyorum.Sen ölmezsin,ancak cinler ve insanların hepsi öleceklerdir." ( )

13-
((اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُبِكَ مِنْ فِتْنَةِالنَّارِ وَعَذَابِ
النَّارِ، وَفِتْنَةِ الْقَبْرِ وَعَذَابِ الْقَبْرِ،        وَشَرِّ فِتْنَةِ الْغِنَى، وَشَرِّ فِتْنَةِ الْفَقْرِ ))
"Allahım!Cehennem fitnesiyle cehennem azabından, kabir fitnesiyle kabir azabından, zenginlikle fakirlik fitnesinin şerrinden sana sığınırım." ( )
14-
 (( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ الْكَسَلِ والهَرَمِ، وَالْمَأْثَمِ وَالْمَغْرَمِ ))
"Allahım!Tenbellikten, yaşlılıktan, günah ve borçtan sana sığınırım." ( )
15-
 ((اَللَّهُمَّ إنِّي أَعُوْذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ  
وَالْجُبْنِ وَالْبُخْلِ وَأَعُوْذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِوَأَعُوْذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ))
"Allahım!Âcizlik,tenbellik,korkaklık ve cim-rilikten sana sığınırım.Kabir azabından, ha-yat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım." ( )
16-
(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ فِتْنَةِ  الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ))
"Allahım!Mesîh Deccâl() fitnesinin şerrinden
sana sığınırım". ( )
17-
(( اَللَّهُمَّ اغْسِلْ قَلْبِي بِمَاءِ الثَّلْجِ وَالْبَرَدِ ،    وَنَقِّ قَلْبِي مِنْ الْخَطَايَاكَمَانَقَّيْتَ الثَّوْبَ الأَبْيَضَ مِنْ الدَّنَسِ، وَبَاعِدْ بَيْنِي وَبَيْنَ خَطَايَايَ كَمَا بَاعَدْتَ بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ ))
"Allahım!Kalbimi, kar ve dolu suyu ile yıka ve beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi günahlardan temizle.Doğuyla batı-nın arasını uzaklaştırdığın gibi, benimle günahlarımın arasını uzaklaştır." ( )
18-
 (( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي هَزْلِي وجِدِّي،         وخَطَئِي وَعَمْدِي، وَكُلُّ ذَلِكَ عِنْدِي  ))
"Allahım!Şakamı, ciddimi, bilmeyerek veya bilerek işlediğim günahlarımı bağışla. Bunların hepsi de bende mevcuttur." ( )
19-
(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ،     وَمَا أَسْرَرْتُ وَمَا أَعْلَنْتُ، أَنْتَ الْمُقَدِّمُ وَأَنْتَ الْمُؤَخِّرُ وَأَنْتَ عَلَىكُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ))
"Allahım!İşlediğim ve işlemediğim, gizli ve açık günahlarımı bağışla.Sen mukaddimsin, âhirette hesaba çekmek için dirilişi öne alansın.Yine sen muahhirsin, dünyadayken dirilişi geciktirensin.Senin her şeye gücün yeter." ( )
20-
((اَللَّهُمَّ اجْعَلْ فِي قَلْبِي نُورًا،وَفِي بَصَرِي نُورًا، وَفِي سَمْعِي نُورًا، وَعَنْ يَمِينِي نُورًا وَعَنْ يَسَارِي نُورًا،وَفَوْقِي نُورًا وَتَحْتِي نُورًا وَأَمَامِي نُورًاوَخَلْفِي نُورًا،وَاجْعَلْ لِي نُورًا))
"Allahım!Kalbimde bir nûr eyle, gözümde
bir nûr eyle, kulaklarımda bir nûr eyle, sağımda bir nûr eyle,solumda bir nûr eyle, üzerimde bir nûr eyle,altımda bir nûr eyle, önümde bir nûr eyle,arkamda bir nûr eyle. Benim için bir nûr eyle." ( )
21-
 (( اَللَّهُمَّ عَلِّمْنِي الْكِتاَبَوَالْحِكْمَةَ،      وَفَقِّهْنِي فِي الدِّينِ ))
"Allahım!Bana kitabı (Kur'an'ı) ve hikmeti  öğret.Beni dînde bilgili kıl." ( )
22-
(( اَللَّهُمَّ ثَبِّتْنِي وَاجْعَلْنِي هَادِيًا مَهْدِيًّا ))
"Allahım!Beni sâbit kıl,beni doğru yolu gös-teren ve doğru yolu bulanlardan eyle." ( )
23-
(( اَللَّهُمَّ ارْزُقْنِي مَالاً وَوَلَداً وَبَارِكْ لِي[ فِيْمَا أَعْطَيْتَنِي] ))

"Allahım!Bana mal ve evlât ver.Rızık olarak verdiğin (nimetini) bana bereketli kıl." ( )
24-
(( اَللَّهُمَّ أَصْلِحْ لِي دِينِي الَّذِي هُوَ عِصْمَةُ أَمْرِي وَأَصْلِحْ لِي دُنْيَايَ الَّتِي فِيهَا مَعَاشِي،     وَأَصْلِحْ لِي آخِرَتِي الَّتِي فِيهَا مَعَادِي،     وَاجْعَلِ الْحَيَاةَ زِيَادَةً لِي فِي كُلِّ خَيْرٍ،     وَاجْعَلِ الْمَوْتَ رَاحَةً لِي مِنْ كُلِّ شَرٍّ  ))
"Allahım!Bütün işlerimin koruyucusu olan dînimi düzelt.Geçim yerim olan dünyamı düzelt.(Kıyâmet günü) döneceğim yer olan âhiretimi düzelt.(Sana ibâdet ve itaat olan) her hayırlı işte hayatımı fazla (uzun) kıl. Ölümümü dünyanın her türlü keder ve üzüntüsünden kurtulmak için benim için rahatlık kıl." ( )
25-
(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي ذَنْبِي كُلَّهُ، دِقَّهُ وَجِلَّهُ،   وَأَوَّلَهُ وَآخِرَهُ، وَعَلانِيَتَهُ وَسِرَّهُ   ))
"Allahım!Günahlarımın hepsini; küçüğünü, büyüğünü, ilkini, sonuncusunu, âşikârını ve gizlisini bağışla." ( )
26-
(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَارْحَمْنِي، وَاهْدِنِي،      وَعَافِنِي، وَارْزُقْنِي ))
"Allahım!Beni bağışla, bana merhamet et, beni doğru yola ilet, bana âfiyet ve rızık ver." ( )
27-
 (( اَللَّهُمَّ اهْدِنِي وَسَدِّدْنِي  ))
"Allahım!Beni doğru yola ilet.(Söz ve dav-ranışımda) beni doğruya ilet." ( )

28-
 (( اَللَّهُمَّ آتِ نَفْسِي تَقْوَاهَا، وَزَكِّهَا أَنْتَ خَيْرُ مَنْ زَكَّاهَا، أَنْتَ وَلِيُّهَا وَمَوْلاهَا ))
"Allahım!Nefsime senin korkunu ver.Onu (her türlü maddî ve mânevî pisliklerden) temizle. Çünkü sen nefisleri en iyi temizleyensin.Sen onun sâhibi ve efendisisin." ( )
29-
 (( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْهُدَى وَالتُّقَى،        وَالْعَفَافَ وَالْغِنَى  ))
"Allahım!Senden hidâyet (üzere kalmayı), bana senin korkunu vermeni, haram olan şeylerden uzak durmayı ve bana zenginlik vermeni dilerim." ( )
30-
(( اَللَّهُـمَّ  إِنِّي أَعُـوذُ بِكَ  مِنْ زَوَالِ نِعْمَتِكَ،
وَتَحَوُّلِ عَافِيَتِكَ، وَفُجَاءَةِ نِقْمَتِكَ،         وَجَمِيعِ سَخَطِكَ ))
"Allahım!(Üzerimdeki) nimetinin yok olma-sından,sıhhatimin değişmesinden, ansızın gelebilecek azabından ve seni öfkelendire-cek her şeyden sana sığınırım." ( )
31-
(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا عَمِلْتُ   وَمِنْ شَرِّ مَا لَمْ أَعْمَلْ ))
"Allahım!İşlediğim ve işlemediğim günahla-rın şerrinden sana sığınırım." ( )
32-
(( اَللَّهُمَّ رَبَّ السَّمَاوَاتِ وَرَبَّ الأَرْضِ وَرَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ،رَبَّنَا وَرَبَّ كُلِّ شَيْءٍ فَالِقَ الْحَبِّ وَالنَّوَى، وَمُنْزِلَ التَّوْرَاةِ وَالإِنْجِيلِ وَالْفُرْقَانِ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ شَيْءٍ أَنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ، اَللَّهُمَّ أَنْتَ الأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ،وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الْبَاطِنُ فَلَيْسَ دُونَكَ شَيْءٌ،           اِقْضِ عَنَّا الدَّيْنَ وَأَغْنِنَا مِنْ الْفَقْرِ ))
"Yedi kat semâyla (yedi kat) yerin, yüce arşın, bizim ve her şeyin Rabbi olan, tâne ile çekirdekleri (yerde bitmesi için) yaran, Tevrât, İncîl ve Furkân'ı indiren Allahım! Perçeminden tuttuğun her şeyin şerrinden sana sığınırım.Allahım!Sen 'Evvel'sin, sen-den önce hiçbir şey yoktur.Sen 'Âhir'sin, senden sonra hiçbir şey yoktur.(Senden başka her şey yok olacak, ancak sen kala-caksın).Sen 'Zâhir'sin,senin varlığını göste-ren daha açık bir şey yoktur.Sen 'Bâtın'sın, mahlûkâtı seni görmekten alıkoyansın. Ancak mahlukâtı görmekten hiçbir şey seni alıkoyamaz.Borcumu ödemeyi bana nâsip et.Bizi fakirlikten müstağnî kıl." ( )
33-
(( اَللَّهُمَّ رَبَّ جَبْرَائِيلَ وَمِيكَائِيلَ وَإِسْرَافِيلَ،  فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ، عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ، أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ فِيمَا  كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ، اهْدِنِي لِمَا اخْتُلِفَ فِيهِ مِنَ الْحَقِّ بِإِذْنِكَ، إِنَّكَ تَهْدِي مَنْ تَشَاءُ  إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ ))
"Cebrâîl, Mîkâîl ve İsrâfîl'in Rabbi, göklerive yeri yaratan,gizli ve âşikârı bilen Allahım! Ayrılığa düştükleri şeylerde,kulların arasın-da sen hüküm verrirsin.Ayrılığa düşüldü-ğünde beni izninle hakka ulaştır.Şüphesiz
ki sen, dilediğini doğru yola iletirsin." ( )
34-
(( اَللَّهُمَّ أَنْتَ الْمَلِكُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ،        أَنْتَ رَبِّي وَأَنَا عَبْدُكَ، ظَلَمْتُ نَفْسِي     وَاعْتَرَفْتُ بِذَنْبِي فَاغْفِرْ لِي ذُنُوبِي جَمِيعًا،                إِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ ))
"Allahım!Sen 'Melik'sin,senden başka hakkı ile ibâdet edilecek hiçbir ilâh yoktur.Sen benim Rabbimsin, ben de senin kulunum. Nefsime zulmettim.Günahımı itiraf ettim. Tüm günahlarımı bağışla.Çünkü senden başka günahları bağışlayacak hiç kimse yoktur." ( )
35-
(( اَللَّهُمَّ اهْدِنِي لأَحْسَنِالأَخْلاَقِ لاَ يَهْدِي لأَحْسَنِهَا إِلاَّ أَنْتَ،وَاصْرِفْ عَنِّي سَيِّئَهَا
لاَ يَصْرِفُ عَنِّي سَيِّئَهَا إِلاَّ أَنْتَ ))
"Allahım!Beni ahlâkın en güzeline ilet.Çünkü senden başka ahlâkın en güzeline iletecek hiç kimse yoktur.Benden ahlâkın kötüsünden uzak tut.Çünkü senden başka ahlâkın kötüsünü benden uzak tutacak hiç kimse yoktur." ( )
36-
(( اَللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ،            خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ، وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ     مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ،      أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ، وَأَبُوءُ [ لَكَ ] بِذَنْبِي   فَاغْفِرْ لِي، فَإِنَّهُ لا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلا أَنْتَ ))
"Allahım!Sen benim Rabbimsin.Senden başka hakkıyla ibâdet edilecek hiçbir ilâh yoktur.Beni sen yarattın ve ben senin kulu-num.Gücüm yettiğince sana verdiğim ahd ve söz üzereyim.Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım.Üzerimdeki nimetini ve bu günahlarımı itiraf ediyorum.Beni bağışla. Çünkü senden başka günahları bağışlaya-cak kimse yoktur." ( )
37-  
(( اَللَّهُمَّ أَحْينِي مَا كَانَتِ الحَيَاةُ خَيْراً ليِ ، وَتَوَفَّنِي إِذَا كَانَتِ الوَفَاةُ خَيْراً لِي ))
"Allahım!Eğer hayatta kalmam, benim için daha hayırlıysa, beni yaşat.Yok eğer ölmek benim için daha hayırlıysa, beni öldür." ( )
38-
(( اَللَّهُمَّ بِاسْمِكَ أَحْيَا وبِاسْمِكَ أَمُوتُ ))
"Allahım!Senin adınla yaşar ve senin adınla ölürüm." ( )
39-
(( اَللَّهُمَّ اغفِرْ لِي وَارْحَمْنِي وَعَافِنِي       وَاعْفُ عَنِّي))
"Allahım!Beni bağışla, bana merhamet et, bana âfiyet ver, beni affet." ( )
40-
(( اَللَّهُمَّ اجْعَلْنِي يَومَ الْقِيَامَةِ فَوقَ كَثِيرٍ   مِن خَلْقِكَ مِنَ الْنَّاسِ،وأَدْخِلْنِي يَومَ الْقِيَامَةِ مُدْخَلاً كَرِيماً ))
"Allahım!Beni, kıyâmet günü yarattığın pek çok insandan mertebe bakımından üstün kıl ve kıyâmet günü beni kıymetli yere (cennete) koy." ( )
41-
(( اَللَّهُمَّ ارْزُقْنِي شَهَادَةً فِي سَبِيلِكَ،      وَاجْعَلْ مَوْتِي فِي بَلَدِ رَسُولِكَ   ))
"Allahım!Senin yolunda şehîd olmayı nâsib bana eyle.Rûhumu, Rasûlünün-sallallahu aleyhi ve sellem-şehrinde al." ( )
42-
(( اَللَّهُمَّ لاَ عَيْشَ إِلاَّ عَيْشُ الآخِرَةِ،       فَأَكْرِمِ الأَنْصَارَوَالْمُهاَجِرَةَ ))
"Allahım!Âhiret hayatından başka (gerçek) hayat yoktur.Ensâr ve Muhâcirlere ikrâm eyle." ( )
43-
(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَارْحَمْنِي، واجْعَلْنيِ         مَعَ الرَّفِيقِ الأَعْلَى                            [سورة النساء:69]  
"Allahım!Beni bağışla,bana merhamet et ve beni rafîki a'lâya kavuştur.(Allahım!Beni cennette) kendilerine nimet verdiğin pey-gamberler, sıddıklar, şehîdler ve sâlihlerle beraber eyle.Onlar (cennette) ne güzel arkadaştırlar." (Nisâ Sûresi: 69)  ( )
44-
 (( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عِلْمٍ لاَ يَنْفَعُ،    وَمِنْ قَلْبٍ لاَ يَخْشَعُ، وَمِنْ نَفْسٍ لاَ تَشْبَعُ،  وَمِنْ دَعْوَةٍ لاَ يُسْتَجَابُ لَهَا  ))
"Allahım!Faydasız ilimden, huşû duymayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul olun-mayan duâdan sana sığınırım." ( )
  O'nun tevfîkiyle bu kitapçığı tamamlamayı nasip buyurduğu için Allah'a hamdolsun. Allah'ın lütfu keremiyle yazdığımız bu kitapçık,Kur'an-ı Kerîm ve nûrlu sünnetten  yüz tane  önemli duâyı içermektedir.
   Allah'ın salât ve selâmı, Allah'ın kulu ve elçisi, okuma-yazma bilmeyen peygamber Abdullah oğlu Muhammed'e, âline, hanım-larına, zürriyetine, ashâbına ve kıyâmet gününe kadar ona en güzel şekilde tâbi olanların üzerine olsun.
   Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah'adır.

DİPNOTLAR